Galaktik İletişim Başkanı ve İnstagram Sansürü
Sevgili Emin Çapa’nın kendisine taktığı unvan “Galaktik İletişim Başkanı” işareti çaktıktan sonra, İnstagram aniden kapatıldı. Uzun bir bekleyişin ardından, bu kapatmanın nedeni açıklandı: Haniye için paylaşılan bazı mesajlar, İnstagram tarafından sansürlenmişti.
Asal Araştırma şirketi, bu olayın AKP’ye %2 oranında oy kaybettirdiğini öne sürdü. Sosyal medya ve bazı medya kanallarında bu duruma tepki gösterildi. Fakat benim merakım, İnstagram’ın hangi taziye ve üzüntü mesajlarını sansürlediği. Öyle ki, eğer mesajınızı kanla damlayan bir kılıçla verirseniz, bu elbette ki yayınlanmaz. Ya da yüzü maskeli, terör ve saldırı mesajları verenlerin sadece İnstagram’da değil, hiçbir mecrada yeri olmamalı.
Sansürlenen Mesajlar ve Kamu Kurumları
Bu merak nereden çıktı, demeyin. Hamas gibi, Filistin’de bile mücadele yöntemi yüzünden tartışma konusu olan bir örgütü bir kenara bırakın. Türkiye Cumhuriyeti’nde bir kamu kuruluşunun, Diyanet’in başkanının cuma hutbesine (yine) elinde bir kılıçla çıkmadığını mı düşündünüz? Kan, intikam, kılıç ve ölüm temaları bu hutbede yer aldı.
İnstagram’da kapatılmasına sebep olan mesajların içeriğini bilmek istemez misiniz? Erdoğan’ın özel medya ekibi aynı gün İnstagram’da “hayırlı cumalar” paylaşımı yaparken, kapatma kararı geldiğinde bu mesajın apar topar silinmesi, “çoook merak ettiğim” başka bir konuyu daha aklıma getiriyor.
Erdoğan ve Gerçek Gündem
Türkiye’ye tarafsız bir gözle bakan biri, Erdoğan’ın neden halktan ve gerçek gündemden bu denli uzaklaştığını anlamakta zorlanır. Katil Esed’in yeniden kardeş Esad’a dönüşünü “reel politik” olarak geçiştirebiliriz. Erdoğan’ın, “Suriye’nin iç işlerine karışmak gibi bir derdimiz, bir hedefimiz asla olamaz” ifadelerine de sadece şaka niyetine gülebiliriz. Casus takasını onun küresel ölçekte bir zaferi olarak yorumlayabiliriz. Ne de olsa kafa karışıklığı had safhada. İki manşetle Saray’ın politikasını çözümleyenler oldukça fazla.
Gençlerin Görüşleri
Geçenlerde bir sokak röportajında genç bir adam gündemi değerlendiriyordu: “Firavun Musa’ya ne dedi? Falan filan dedi. N’oooldu sonra? Adam (firavun) müzelik oldu!” Musa’nın varlığı bile tartışmalı. Firavun mumyasının müzelik olmasının memleketin durumu ile ne kadar alakalı olduğunu sorgulamak gerekir. Ama bu genç adam neredeyse hayatın sırrını çözmüş! Yalnız, çözmüş de anlatamıyormuş gibi “FALAN FİLAN” diyerek anlamayı size bırakıyor. Erdoğan onlara güveniyor. Ekonomiyi sorsanız “dış güçler” diyecekler. Dış güçlerin kimler olduğunu sorsanız, manidar bir gülümseme ile “siz benden daha iyi bilirsiniz” yanıtını alırsınız.
Dış Güçler ve Gençlerin Uzaklaşması
Batı’nın Türkiye’nin ahlakını bozmak, cinsel kimliğiyle oynamak için uğraştığına ve hatta Corona aracılığıyla soyumuzu tüketmeye yeminli olduklarına dair iddialar da var. Ancak bu inançların sayısı giderek azalıyor. Özellikle gençler, araştırmalara göre sadece AKP’den değil, dine dair ne varsa ondan da uzaklaşıyor. Ayın sonunu getiremeyenler, öfkelerini gözlerinden fışkırarak dile getiriyorlar.
AKP’nin zirveye yakın isimlerinden, Erdoğan’ın çok eski yol arkadaşı Metin Külünk, geçtiğimiz hafta Barış Pehlivan’a konuştu. Gidişata dair teşhisini açık bir şekilde ortaya koydu: “Sokak, Ak Parti sosyolojisini 2023’te eritti. Cevabını verdi ama Erdoğan’a sahip çıktı. 2024’ten sonra beyefendinin ‘mesajı aldık’ diyerek gereğini yapmasını bekledi. Küresel tablo insanların sofrasına da dokunmaya başlayınca ve neoliberalizmde ısrar edilince ‘Erdoğan sosyolojisi eriyor’ dedim.”
Suskunluğun Sebepleri
Gerçekten de neden susuyorlar? Enflasyon masalının artık gülünecek bir yönü kalmadığını Reis’e söyleyecek bir “cesur yürek” yok mu? Saddam benzetmesi memleketi ayağa kaldırdı. Ancak benzer bir durumu İran’ın devrik şahı üzerinden de değerlendirebiliriz. Bırakın yaşamayı, ölecek ülke bulamadı. İran’ın başındayken, el pençe divan duran dostları, içerde ve dışarıda buharlaştı.
Külünk haklı. İktidar değişince, en ağır eleştiriler muhtemelen “ben demiştim” vurgusuyla yakın çevreden gelecek. Zira, adınız gibi emin olabilirsiniz; memleketin nasıl -hiç olmadığı kadar- kötü yönetildiğini herkes biliyor. Ancak halife, müminlerin emiri yerine koyduğunuz birine yıllarca alkışladıktan sonra “yanlış yapıyorsunuz” demek oldukça zordur. Hele söyleyenlerin başına neler geldiğini gördükten sonra.
Sonuç ve Eleştiriler
Erdoğan “gak” dese alkışlıyor, “guk” dese taklalar atıyorsunuz. Ancak işler daha da kötüye gidiyor ve kendi seçmeninize bile yaranamıyorsunuz. Böyle durumlarda ne yapılır? Sokak köpeklerine ölüm! Dış güçlerin maşası olan İnstagram’a sansür! Ey Saraylılar, sokağa dönüp bir kulak verin! Şu 1 günlük yas kararınız bile boğazınıza takılacak bir kılçık gibi. Hadi sıkıysa şu “sansürlendi” diye memleketi ayağa kaldırdığınız Haniye mesajlarını açıklayın ve savunun bakalım.